Cuma, Eylül 13, 2024

NEDEN PİLOT OLDUM?

tarafından Brcva
336 Görüntüleme

Merhabaaa, merhaba.

Çoook zaman oldu, hem de oldukça uzuuun bir zaman oldu. Ne yalan söyleyeyim yazmayı o kadar özledim ki. Ne güzeldi eskiden sadece yazardım, hem kendi ruhumu besler, hem de gerçekten bir amacı olup da emek veren, araştırma yapanlar için bir fayda sağlardım. Instagram, Youtube çıktı mertlik bozuldu:)

Bildiğiniz gibi bugün 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü. ( Yazıyı yazdığım gün öyleydi en azından) Bu vesile ile uzun zamandır telefonumun notlarına biriktirdiğim başlıkların ilkiyle, günün anlam ve önemine paralel şekilde başlamak istedim. Günümüzde daha çok kitleye , daha kolay şekilde ulaşmanın en kolay yolu Instagram aslında. Keyif almıyor da değilim yeni şeyler yaratmaktan. Ancak…

Instagram, ne yazık ki ilgili paylaşımları, konularla alakalı alakasız herkesin önüne düşürüyor. Böyle olunca da milyonluk izlenmeler, zevk vermekten, mutlu etmekten ve hatta fayda sağlamaktan çok can sıkıyor. Amacımızdan uzaklaşmadan küçük bir kitle olarak, az ama öz, nitelikli bir topluluk olarak kalmayı tercih edeceğim sanıyorum. ( Youtube’u buna dahil etmiyorum)

Evet gelelim uzun zaman sonra ilk yazımıza. Ben NEDEN PİLOT OLDUM?

Bundan yıllar yılar önce , sene 2014 , ilk defa pilotluk fikri düştü aklıma. Tabi 2019’da Akademiye kabul edildiğimi düşünürseniz ne kadar uzun bir mücadele verdiğimi de fark edersiniz. Velhasıl o dönemlerde mülakatlarda sorulan standart bir soru vardı: ‘ Neden Pilotluk?’ . Açıkçası bu sorudan hiç bir zaman hoşlanmadım. İnsanların karşılarındakini etkilemek için türetecekleri cevaplara olanak sağlayan soruların, adaletsiz olduğunu düşündüm hep. Nitekim, amaç burada karşındakileri ikna ederek, ne kadar çok pilot olmak istediğini anlatmaktı. Gel zaman git zaman, üzerinden tam 10 sene geçti ve bugün anlıyorum ki hiç de öyle değilmiş. Daha doğrusu , kişilerin doğru olmayan , oluşturulmuş cevaplarla, dürüstlükten uzak senaryoları konusunda fikrim hala aynı. Değişen kısım ise şurası: ‘ Acaba bize bu soruyu ısrarla her defasında sormalarının nedeni, bizim gerçekten bu mesleği isteyip istemediğimizi keşfetmemizi sağlamak olabilir miydi?’

Eğer bu şekilde bir gaye planlanarak bu sistem kurulduysa , cidden ‘Saygılar’. Amaaa….

Bazen bizler, bir şeyi gerçekten istediğimize o kadar çok inanıyoruz ki , bunun bizim için doğru olup olmadığını , önümüzdeki verilerle çapraz kontrol yaparak masaya yatırmak yerine, kendimizi o verilere uygun hale getirmeye çabalıyoruz. Hal böyle olunca da o eğe büke değiştirilen benliğiniz, zaman içerisinde yeniden ortaya çıkmaya başladığında, görmezden gelinen gerçekler, kişilerin kabusu oluyor. İşte bu yüzden , buraya neden pilot olmak istediğimle ilgili yazacağım nedenler, sizlere mülakat geçirecek tüyolar değil belki de sizin için, bu işin o kadar da uygun olmadığı ile ilgili bir göstergedir. Bunun da böyle bir büyük karar alacak kişilere , koca bir iyilik olduğunu da sizi temin ediyorum ki biliyorum:) ( Pilot oldu diye herkes mutlu sanmayın:))

Gelelim benim hikayeme. Öncelikle şunu söyleyeyim, ben kendim için çok doğru bir tercih yaptığıma emin olana kadar kendimi olabilecek en acımasız şekiller eleştirdim. Zorladım, yokladım . Ne zamanki tamamen benim için ‘mükemmel bir eşleşme ‘ olduğuna inandım, işte o zaman bir daha da arkama geri dönüp bakmadım. Öncelikle pilotluk diyince herkesin aklına gelen şu bir kaç şeyi kafadan bir eleyelim.

1- Özgürlük, özgürce uçma : Havada aklınızın hayalinizin almayacağı kadar fazla kurala tabiisiniz. Öyle kafanıza göre uçmak , özgürce süzülmek diye bir şey katiyen yok. Ayrıca siz yolcu değilsiniz, kokpitte misafir gibi oturup etrafı izlemeyeceksiniz. Bu nedenle hiç bir zaman öyle manzaralı resimler atıp ‘Dünya’nın en güzel manzaralı ofisi’ gibi şeyler paylaşmadığım gibi , bunu son derece yanlış bir yönlendirme olarak görüyorum.

2- Havalı : Eğer böylesine zor bir mesleği sırf havalı görünmek için ( İçten içe) istiyorsanız, o eğitim bitmek bilmez, yıllar geçmek bilmez söyleyeyim. Sizi, çok daha derinden itecek, en zor zamanlarda yerden kaldıracak sağlam bir nedeniniz olmalı. Emin olun öyle anlar olacak ki , havasına da , karizmasına da lanet olsun diyeceğiniz zamanlar gelecek. İşte o ölüm kalım zamanlarında, ölmemeniz gerek. (Zamanında bana da bunları söylediler ama ben zaten bir mesleğin havalı görünmesi konusuna anlam veremediğim için…)

3- Zengin olmak: Kısa ve net söylüyorum. HAYIR. Parası için yapılacak son mesleklerden biridir pilotluk. Sizi temin ederim. Bitmek bilmeksizin devam eden eğitimler, uykusuz geceler, havada dünyadan bir haber stres, gürültü, basınç altında geçireceğiniz bir ömürde , o paranın hiç bir anlamı yok. Para sizi motive edemez, etmez, etmemeli de. Zaten size , parayı pek de harcayacak bir zaman kalmayacak. İnsan inanmıyor değil mi? Ama öyle olacak:)

4- Statü: Pilotluk çok saygın bir meslek. Bu , bütün dünyada bu şekilde. Ancaaak… Saygınlık, statü gibi kavramların sadece başkalarının gözünde nası gözüktüğümüz ile ilgili olduğunu fark ettiniz mi? Eğer hayatınızı, başkalarının gözündeki imajınıza göre yaşamak sizin için önem teşkil ediyorsa, o zaman buyrun bunu bir sebep olarak alın. Ama ben şu an bu yazıyı yazdığım şirin kafenin sahibine bakıyorum, o kadar huzurlu ve mutlu ki bence hayatta asıl statüyü, kendine tanıyarak kazanmış birisi o.

Eeee bunları eleyince elinizde kaldı mı bir şeyler? Şimdi konuşuyoruz o halde.

Ben yıllarca çalıştığım özel sektörde, çeşitli insanlarla çalışıp çok farklı kişiliklerle tanıştım. Çok severek girdiğim şirketlerde zamanla değersizleşen ünvanların, geleceği olmadığını gördüm. Ve kendime yeni bir kariyer planı yapmaya karar verdim. Ve sıfırdan kendimi tanımam, hayatımın kalanında ne yapmak istediğimi bulmam neredeyse 2 senemi aldı. Tekrar üniversite sınavına girip Fizik Mühendisliği de kazandım, yurt dışına gidip orada kalabilme imkanı da yakaladım, kendi bulunduğum şirketlerde farklı pozisyonlarda ilerleme şansı da buldum. Ancak zamanında üniversite sınavında bir puan aldık diye ona göre yaptığımız tercihlerde olduğu gibi aynı hatayı bu defa yapmayacaktım. Haliyle uzuuun araştırmalar, denemeler, görüşmeler silsilesine girdim aylarca. Ve bir gün pilotluk karşıma tesadüfen geldiğinde, hemen içselleştirmedim. Pilotlukla ilgili derin araştırmalar yapıp önce pilotların ‘gerçekten’ ne iş yaptıklarını bilmek istedim. En ince detayına kadar alacağım dersler, öğrenmem gereken disiplinler, bunların bana uygunluğu, benim bu alanlarda ne kadar iyi performans sergileyeceğim gibi konuları tek tek ele aldım. Daha sonrasında akademilere girmek için yapılan sınavlarda ne kadar başarılı olabileceğimi merak ettim. Ve verilen testlerin denemelerini çözmeye başladım. İşte ilk defa o zaman başladı pilotluk isteği içimde. Çünkü bir çok kişinin defalarca kez deneyip yapamadığı şeyleri ben tek seferde yapmıştım. Çok mutlu oldum. Aslında yaparken zihnimin berraklaştığını, tüm kargaşanın uzaklaştığını, kendimi gerçekten özel hissettiğimi fark ettim. Öyle olduğundan değil ancak ben öyle hissettim. Önemli olan da bu değil mi zaten?

Ve ben tekrar tekrar denedikçe puanlarım çok hızlı şekilde arttı. Bu testler, yetenek, motor becerileri , algı, 3 boyutlu düşünme kabiliyeti gibi becerileri ölçtüğünden haliyle başarı gösterdikçe daha bir keyiflendim. Küçüklüğümden beri araba ve motosiklet tutkunu ve kullanıcısı biri olarak da başka bir makinayı daha kullanabilme fikri oldukça kanıma işlemişti. Tabi yeteneğim olduğunu görmesem, böyle büyük bir sorumluluk gerektiren bir işe girmeyi düşünmezdim. En nihayetinde benim inancım sürekli çalışmanın öneminin yanında, en az optimum seviyede bir kabiliyetin de bu meslekte fark yaratacak olduğuydu. Artık gerekli becerilere sahip olduğumu düşünürken, araştırdıkça işin bir de psikolojik boyutunu keşfettim. Meğer pilotluk sadece motor becerilerden, analitik düşünme ve sayısal yeteneklerden ibaret değilmiş.

Bu defa yeni bir macera başlattım. Pilotluk için gerekli olan ‘Havacılık ve Uzay’ psikolojisine derinden bir giriş yaptım. Tezler okudum, hocalara ulaştım, karakter analizlerine katıldım. Ve bu meslek için gerçekten de uygun özelliklere sahip olup olmadığımı profesyonel anlamda test ettim. Sonuçta koca bir ömür icra etmek isteyeceğim , her günümü harcayacağım bir meslek seçecektim. Tüm bu verilerin ışığında kendime bazı notlar aldım:

-Motor becerilerin önemli olduğu , içinde her bir bilim dalından bir parça bulunduran bir disiplin beni çok tatmin edecekti.

-İnsanların tatil için yanıp tutuştuğu şu hayatta , küçüklüğünden beri yaz tatillerinden hoşlanmayan ve sürekli öğrenme ve araştırma peşinde olmadan, yaşamın anlamını kaybeden biri için bu yoğunluk harika gelecekti.

-Yaşlandıkça değerlenen, bilginin ve deneyimin kıymet göreceği bir meslek, seçim kriterlerim için büyük etkendi.

-Zamanında sırf puanı daha düşük diye tercih etmediğim ama aslında çok tutkulu olduğum ‘Havacılık, Uzay ve Astronomi’ konularına bir şekilde yaklaşarak kendi ideallerime yaklaşacak, aynı dünyada bulunacaktım.

-Gece uçuşları, tatillerde çalışmak gibi bir kişi için negatif olan durumlar, benim için artıya dönüşecek ve mutsuzluk faktörü olmayacaktı. ( En azından o zaman öyle düşünüyordum :))

-Hayatta anlamlı bir fark yaratma, önemli bir iş icra etme arzuma bir şekilde yeni bir sayfa açarak adım atacaktım.

Ve son olarak stres yönetimi, ağır baskı altında çalışabilme, insan ilişkilerini efektif yönetebilme alanlarında hem yıllarca çalışıp hem de iyi eğitimler aldığım için , karakterimin bu noktada beni yalnız bırakmayacağını anladım. Böylelikle kendim için hazırladığım “Burcu pilotluğa uygun mu?” Checklist’ini başarıyla tamamladım.

Henüz aklıma gelmeyen veya biraz daha kişisel olan sebeplerim de vardır elbette. Ancak şunu bilmenizi ve görmenizi istedim. Hiç bir zaman tercih nedenlerim arasında maddi beklenti, özgürce uçma isteği gibi gerçekçi olmayan beklenti veya yeni ülkeler gezme beklentisi olmadı. Her bireyin kendi beklentisi , kendi doğrusu hayatındaki seçimlerine yön verir. Ancak bu seçimleri yaparken gerçekçi temellere dayandırıp , yolun başındayken kendimizi iyi analiz etmek bizi büyük yanlışlardan kurtarır. Unutmayın ki birisi için çok karizmatik olan bir hayat, bir diğeri için mutsuzluk barındırabilir. Hayattaki misyonunu bulmalı ve sonra da gönlünce bunu takip edebilmeli insan. Ne demiş Einstein:

‘Aslında herkes dahidir.Ama siz kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir.

The Woman Pilot

Yorum Yap

Bu yazılar da hoşunuza gidebilir

Son yazılar

tarafından Brcva
tarafından Brcva
tarafından Brcva

Popüler yazılar

tarafından Brcva
tarafından Brcva
tarafından Brcva
Merhaba, Ben Burcu DENİZ. 2014 yılında çıktığım ‘HAVACILIK’ macerama, zaman zaman üzüntüler, hayal kırıklıklarıyla ancak nihayetinde büyük bir mutluluk ve gururla devam etmekteyim.

Çok uzun yıllar süren bu maceranın sonunda, TAFA’dan mezun olarak sonunda 3 sırma sahibi bir pilot olarak yazılarımı sizlerle paylaşacağım. Yıllar süren uçuş akademilerine girebilme hikayemde o kadar yardımsız ve o kadar zorluklarla ilerledim ki ‘Kazanırsam ben herkese yardım edeceğim’ sözümü tutmaya kararlıyım.

İletişime Geç: info@thewomanpilot.com