Uzuuun bir yazı olacak, kızgınım.
Bugün ülkemizde Instagram’ın kapalı olduğu 4. gün. Bir sabah uyandık ve milyonlarca insanın kullandığı, dünyanın belki de en popüler uygulaması olan Instagram’ın bir sebeple kapandığını öğrendik. Bu konu temel hak ve özgürlükler bakımından oldukça can sıkıcı ve kabul edilemez bir durum. Üzerine paragraflar , sayfa sayfa yazılar da yazılabilir ancak ben, bugün olayın farklı bir yüzünü göstermek istiyorum sizlere.
Sabahın ilk saatlerinde uyanan ve bir Instagram’a bakayım diyen herkesin içini bir korku saldı. ‘Eyvah hesabım mı çalındı?’ Tabi hemen kimisi kontrol için ‘X’ platformuna , kimisi benim gibi ekşi sözlüğe hızlı bir giriş yaptı. Aaaa bir de ne görelim…Ortada insanın içini acıtan, kafasını kurcalayan, acabalarla ve umutsuzluklarla dolu bir durum olması yetmezmiş gibi sayfa sayfa yazılanlar benim ümidimi, geleceğe ve insanlığa dair inancımı bir kez daha yerle bir etti. İnanın kalbim o kadar kırıldı, içim o kadar sıkıldı ki kaç gün geçti ve ben yeni yeni kelimelerime sığınacak gücü bulabiliyorum. Okuduğunu anlamaktan aciz, bu kadar çok insan olduğunu bilince de ne yazık ki her yazıya bir parantez açmak zorunda hissediyorum.
( Yazılanlar ve eleştiriler hiç bir siyasi , dini, herhangi bir kutuplaştırıcı, sınıflandırıcı ayrım içermemektedir! İnsanlık eleştirisidir!)
Evet , ekşi sözlüğe girdim. Biraz üzgün, haliyle kızgın ve kırgın şekilde yorumları okumaya koyuldum. İnsanların, birbirleri ile duygularını paylaşması böyle durumlarda oldukça olağan ve faydalı bir şeydir. Destek bulabilmek, çaresiz ve kimsesiz hissetmemek , birlik olabilmek her durumda önemlidir. Ancak… Gördüklerime , okuduklarıma, yazılanlara inanamıyordum. Devam ettim , ettim ve içimdeki burukluk yerini iyice öfkeye çeviriverdi. Ortada bir durum vardı: temel özgürlüklerin kısıtlanması. Temel özgürlük, senin sevdiğin veya benim işime gelen şeyi kapsamaz. Adı bu yüzden özgürlüktür zaten. Gel gelelim bütün sözlük, nefret dolu söylemlerle, sosyal medya fenomenlerine , influencerlara veya sıradan insan olup da sabahları kitap kahve paylaşan, spor salonundan story atan kişilere hakaretler yağdırıyordu. İnanamadım. Okumaya devam ettim, elbet aklı başında birileri de olmalıydı çünkü. Azınlıkta da olsa oralarda bir yerlerde varlardı. Çok şükür ki hala beynini kullanabilen, özgürlüğün ne demek olduğunu bilen, kendi ile barışık ve kendi hayatından nefret ettiği için başkalarına nefret kusmayan birileri vardı.
Bilirsiniz, ne yazık ki bu ülkede insanlar illa bir taraf tutacak şekilde bir şeyi savunur. Ya siyasi parti olarak çoğunlukla ikiye ayrılır, ya konu futbol ise yine bir kaç kola ayrılırlar. İçerik değiştikçe saflar da değişir ama illa ki bir düşünce savunuyorsanız, ‘birşeyli’ olmanız gerekir. Bazı kesimler belli bir partiye oy verdikleri için kendini daha entel daha modern addederken, bazı takımları tutanlar daha adaletli, daha hakkeden vb olduklarını iddaa ederler. Ama konunun temelinde, bir başkasına göre kendini üstün görme çabası yatar hep. İşte aynı şey Instagram kullanan, kullanmayan ve en kötüsü de sinsi sinsi kullanıp da kullanmıyormuş gibi yapanlar için de geçerli. Bir söz okumuştum zamanında ve çok etkilenmiş, kendi dağarcığıma da almıştım. ‘Eğer bir cümlenin bir yerinde ‘ama’ geliyorsa, cümlenin devamı anlamsızdır’. O kadar doğru ki.
Ben de yasaklara karşıyım ama…
Ben de özgürlükleri savunuyorum ama…
Bu şekilde bir kısıtlama olmamalı tabiki ama…
Şimdi anladınız mı anlatmak istediğimi. Ama’lardan sonra gelenler ise kan dondurucu. İnsanlara çok ağır hakaretler ve küfürler var burada. Bu platformdan para kazananların AÇ kalmasını isteyenler, yattıkları yerden para kazanıyorlar hadi gerçek hayatı görsünler diyenler, günlük sıradan paylaşım yaptıkları için ilgi budalası, ilgi açı olarak yaftalananlar, sırf Instagram’da mutlu , mesut paylaşım yapıyor diye aptal olarak sınıflandırılanlar, ha bir de sırf kendi davasını haklı çıkarmaya çalıştıkları için bu platformların açık saçık içerikler, aptallaştırıcı paylaşımlardan ibaret olduğunu söyleyenler var.
Instagram, algoritma üzerine çalışan bir platformdur. Siz neye ilgi gösterir, ne ile zaman geçir iseniz size yoğunlukla onları gösterecektir. Algoritmanın olayı budur. Bu nedenle bir insanı, Instagram’ının keşfetinde neler olduğundan az çok tanıyabilirsiniz. Instagram ilk çıktığı yıllardan beri aktif kullanan bir insan olarak soruyorum bu aklı nerede oldukları belli olmayan insanlara? Neden benim Instagram’ımda bahsettiğiniz içerikler çıkmıyor? Sözü geçen ördek dudaklı, açık, saçık giyinen, güya size göre ahlaksız paylaşımlar yapan kişileri ben neden görmüyorum da siz görüyorsunuz? Bir şeyi sessiz sessiz sürekli takip edip, onlara prim yaptırtıp ondan sonra da ‘İyi ki kapatıldı, prim yapıyorlardı’ diyecek kadar ikiyüzlü olamazsınız. Veya ‘Ben burada eşşek gibi çalışıyorum, onlar orada en güzel yerlerde tatil yapıyor’ gibi saçma sapan bir argüman sunmanın , özünde sizin onları, yaşadıkları hayatı kıskandığınızı gösterdiğini anlamıyor olamazsınız. Instagram, Youtube vb platformlarda hesap açmak bedava. Buyrun siz de açın o halde. Buyrun siz de oraya gömün emeğinizi ve siz de gidin o güzel yerlere tatillere. Ama sırf kendiniz bunu yapamıyor veya tercih etmiyorsunuz diye tercih edenin yasaklanarak engellenmesini savunamaz, sonra da ben modern bir insanım, ülke çok kötü halde di ye mez si niz! Ha bir de kuantum profesörleri var. Ülkeyi aptallaştırıyormuş Instagram. Yine kendisi bütün gün Instagram’da ne izliyor ne takip ediyorsa zannediyor ki herkesin kapasitesi kendisi kadar. Kendi ne yapıyorsa, tepkisi de aslında onun kadar. Sevgili insanlar kendinize gelin!
Bugüne kadar Instagram’dan tek kuruş para kazanmadım. Eşşekler gibi çalışmaksa konu, alasını yapıyorum çok şükür. Evet saatlerce çalışmadan , kafayı çok patlatmadan hatta belki bazılarımıza komik gelen paylaşımlarla zengin olanları da görüyorum. Kıyafet videoları , makyaj videoları benim de tarzım değil ancak ne yapıyorum? Engelliyorum, takipten çıkıyorum, beğenmiyorum, izlemiyorum. Neden? Çünkü BANANE! SANANE! SİZE NE!
İnsanların artık ciddi psikolojik sorunlar yaşadığını , herkesin kendini bir başkasından üstün gördüğünü, kendi yaptığının her zaman doğru olduğunu düşündüğünü görüyorum. Ve hali ile kimsenin, kendi özüne inerek başkalarının mutluluğundan, zenginliğinden , paylaşımlarından neden bu kadar rahatsız olduğunu sorgulayacak cesareti olmadığından, ortaya nefret söylemleri çıktığını düşünüyorum. Ülke PISA ortalamasında yerlerde geziyor, insanlar okuduğunu bile anlamıyor ve bizim çok bilirler’ bu durumu Instagram’a bağlıyor. Halbuki bu paylaşımları yapan insanlar, Instagram olmasaydı Sicim Teorisine ilgi salacak, belki de Kuantum Dolanıklılığını çözeceklerdi. Hep Instagram engel oldu.
İnsanlık kendinize gelin. Özgürlük bu değil. Kendinden olmayan, kendi beğenmediğin her şeyin yasaklanmasını destekleyip, bir de çok zekiymiş gibi onlara saçma sapan kılıflar uyduramazsın. Sosyal medya sayesinde bu ülkede kaç olayda adalet yerini buldu, kaç yardıma muhtaç kişi destek aldı, kaç bilim projesi ileriye taşındı, ne insanlar birleşip daha iyiye gidecek projeler geliştirdi haberiniz var mı sizin? Kaç imkanı olmayan kişi, belki de asla tanışamayacağı kişilerle tanışıp maharetlerini gösterme şansını buldu en ufak fikriniz var mı? Tabi ki yok! Kendi kıskanç, kısıtlı dünyalarınızda, nefretle milleti sinsi sinsi takip edip , platformdaki en faydasız şeyleri izleyerek ‘ Bu salak nasıl benden fazla para kazanır’ diyeceğinize , çok çalışan kafalarınızı kullanıp işe yarar bir şeyler üretin de siz de sosyal medyada destekçi bulun o kadar meraklıysanız. Siz ne ara bu kadar nefret dolu, kıskanç, öfke içinde insanlar oldunuz? Bir insan evlendiğinde fotoğraflarını paylaşmış.. Eyvah bizim Freud’ler hemen analizi yapmış ve kızın , sırf burada paylaşmak için evlendiğine kanaat getirmiş. Size ne, SANANE! Ben bayılıyor muyum böyle fotoğraflara? Hayır. Peki beni ilgilendirir mi? HAYIR! Beğenmezsin geçer gider. Bu ve benzeri nedenler ile kendini ‘güya ‘ haklı çıkardığını zanneden insanlar , yarın öbür gün kendileri, çocukları bir haksızlığa uğradığında kimseden destek veya hak hukuk beklemesinler. Ama ne var biliyor musunuz , yine o eleştirdikleri insanlar ellerinden tutar, haksızlığın sesi olurlar.
Aynı şeyi bugün Bitcoin’in tepe taklak olmasında da gördüm. Ne olmuş diye okumaya bir girdim, aman Allah’ım! Oh iyi olmuş öyle kriptodan falan para kazananlara. Aç kalsınlar da görsünler günlerini. Heee noooldu hani çok biliyordunuz , nasıl da gitti paracıklar? gibi gibi gibi.
Yahu bir başkasının zararından, acı çekmesinden , mutsuz olmasından, üzülmesinden , kayıp yaşamasından mutlu olacak kadar aciz insanlar mıyız biz? Ne ara bu yardımlaşması ile ünlü, sevecenliği ile tanınan sıcacık Türk halkı nefret kusan, kıskanç, acımasız ve kötü kalpli bireylere dönüştü? Neden bu kadar kötü insanlar olduk, ne ara bu kadar cahil kaldık?
‘Bir Instagram için verilen tepkilere bak hahah’ diyenler , bir gün gelip kendi düşünce özgürlükleri ellerinden alındıklarında , sesimizi duyurun diye çaresizce çırpınacaklar. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar umutsuz ve ışıksız gördüm yolun sonunu. Bugün Instagram gider, yarın bir yenisi gelir. Teknoloji gelişir, bilim ilerler, hayat evrilir ancak emin olun ki birileri ona da ayak uydurur, kafayı kullanır, yine yolunu bulur, kendi hayatıyla mutlu olur. Hayatın kanunu budur. Acınası olan kibriyle boğulmuş , eleştiriyle yoğrulmuş bu zihniyetler hala bir yerlerde oturmuş sağa sola laf atıyor, bahaneler buluyor olur.