Eyvah Hayal Ettiğim Bölümü Kazanamadım!

Geçtiğimiz hafta üniversite sınav sonuçları açıklandı ve milyonlarca öğrenciden kimi sevinçten havalara uçarken kimilerinin içini bir burukluk kapladı. Öncelikle istediği sonuçları elde eden herkesi gönülden tebrik ediyor, hayatlarının devamlarında da onlara bol başarılı keyifli bir ömür diliyorum. Ancak bu yazım onlar için değil. Siz de bu sınavdan beklediğiniz sonucu elde edemediyseniz, yazının devamını sizler için.

Üniversite sınavı, hayatın en önemli dönüm noktasıymış gibi bizlere yıllar boyu diretilir de diretilir. İyi bir üniversite kazanırsanız hayatınız kurtulur ancak iyi bir üniversitenin, iyi bir bölümünden mezun olmazsanız ‘Aç Kalırsınız’. İşte siz de içten içe bunun baskısını ve yorgunluğunu üzerinizde hissediyorsanız, DURUN. Ben sizi daha burada durdurmak istiyorum. Biliyorum ve anlıyorum ki şu an olduğunuz noktada bu söylediğimi görebilmek, inanabilmek ve bunun ağırlığından kurtularak daha yüksek bir perdeden bakabilmek zor. Ancak imkansız değil.

İyi bir üniversitede eğitim alabilmek tabi ki önemli adım taşlarından biri. Sadece eğitim anlamında değil, üniversite aynı zamanda hayatı öğrendiğiniz, hayata hazırlandığınız ve iyi bir network kurmak için ilk adımları attığınız yer olabilir. Ancak olmayadabilir. Her konuda olduğu gibi burada da tüm bu olanaklar tamamen ve yalnızca kişiye bağlıdır. Bana inanmıyor musunuz? Öyleyse etrafınıza çok daha iyi bakın, sorun, soruşturun. O da mı olmadı? Google’layın. Çok çok iyi okullardan mezun olan ve Anadolu’nun x şehrinden mezun birilerinin aynı şirketlerde çalıştığını göreceksiniz. Hatta ve hatta daha iyi okullardan mezun olanların, diğerlerinden alt kademelerde olduklarını da. Ve tabii ki tam tersini göreceğiniz çok olacak.

Silikon vadisinde çalışan Türkleri araştırmanızı size tavsiye ederim. Adını çok duymadınız üniversiteleri kazanmış ancak daha sonra bundan dolayı kendini eksik hissettiği için kendini öylesine geliştiren, öyle bir geliştiren ki silikon vadisine kadar uzanan maceralara erişebilen. Bu bahsettiğim çok küçük bir örnekti. Siz olayın özünü alın lütfen.

Eee yani okul için kasmayalım mı o zaman? Ya da üniversiteyi hiç mi okumayalım diyenlerinizi duyar gibiyim. Elbette şunu da düşünebilirsiniz. Steve Jobs, Bill Gates, Einstein… Daha binlercesi… Hepsinin okullarla ve sistemle sorunları vardı. Ve okul bırakıp da milyoner olma hayatı şu zamanlarda moda oldu. Eğer iyi bir projeniz, sağlam bir alt yapınız ( alanınız hakkında) ve tek başınıza karşınıza çıkacak her zorluğu göğüsleyebilecek cesaretiniz ve azminiz varsa, okulla veya okulsuz hayatta mutlaka başarılı olursunuz. Ancak girişimci olmak, kendi işini kurmak, daha rahat yaşamak demek değil aksine herhangi bir yere bağlı çalışan birinden çok çok daha fazla çalışmak demek. Hem de öyle böyle çalışmak değil.

Aslında hayatın her dönemecinde önünüzde sonsuz fırsat var. Bunları o dönem içinde, ne yazık ki eğitim sistemimiz yüzünden de göremiyor olabilirsiniz. Ancak şunu bilin ki iyi bir okul kazanamadınız diye hayatınız bitmedi. Hayatınız bir okulla kısıtlanamayacak kadar anlamlı ve siz, mezun olduğunuz okulun sizi tanımlayamayacağı kadar özelsiniz. Hayatta, ancak vazgeçtiğiniz, kabullendiğiniz zaman kaybedersiniz. Ancak sürekli söylenip hiç bir harekete geçmediğinizde veya süreki hayaller kurup ‘sadece hayaller kurmaya devam’ ettiğinizde kaybedersiniz. Her şeyi elinizden alabilirler ancak yeniden başlama azminizi, içinizde yaşayan başarma arzusunu asla.

Hayatınızın seçimlerini, kontrolü ele alın. Ne istediğinizi, dahası ne istemediğinizi keşfedin. Ve asla bir başkasının olmasını istediği şeyi, sırf o istiyor diye kabul etmeyin. Bu aileniz bile olsa.

Ve asla bir sene, iki sene daha hazırlanmayı bir kayıp olarak görmeyin. Hayattaki en büyük pişmanlığınız işte bu olur. Yeniden bir şeye hazırlanmak size bir kayıp değil kazançtır. Artık siz, neyle savaştığınızı bilen, silahları ona göre kuşanan biri olacaksınız. 1-2 sene sevmediğiniz derslere çalışmak, o stresi yaşamak istemiyor musunuz? Peki 4 sene artı koca bir ömür sevmediğiniz bir hayat yaşamaya okey misiniz?

Şu an korkunç gözüken o yolu istediğiniz hale evirebilirsiniz. Üniversite okurken hayatınızı tamamen farklı bir yöne çevirebilir, kendinizi bambaşka alanlar için yetişmiş bir birey haline getirebilirsiniz. Korkmayın. Deneyin. Sadece internetten bile ulaşabileceğiniz kaynakların, kavramların, o dünyanın sınırı yok. Unutmayın ki yeni şeyler her zaman korkutur. Hikayenizin nasıl gideceğine siz mi karar vereceksiniz yoksa korkular, kurallar, tembellikler, bahaneler mi?

Hayatınızı her zaman değiştirebilirsiniz, ister üniversitede, ister sevmediğiniz bir işte saplandığınızda ister 30 yaşında, 40 yaşında… Bazen kayıp gibi gözüken şeyler hayatınızın en büyük fırsatına dönüşürken bazen kazandım sandıklarınız sizi acıtır. Gelin siz şimdi şuna karar verin: ‘Bu hikayede mağduru mu oynamak istersiniz yoksa kahramanı mı?’ Aslında bütün olay bundan ibaret…