Kimisi için çok daha hızlı kimisi için ise bitmek bilmeyen bir süreç olabiliyor pilotluk akademisinde eğitim almayı hak etmek. Birçok bilgi ve birikimin yanında, tam anlamıyla sabretmeyi öğrendiğiniz bu süreçte, sınavları başarılı ile kazandıktan sonra da bekleme konusunda kendinizi geliştirmeye devam ediyorsunuz.
Son mülakatım bittikten sonra, sonucumun açıklanması ve süreci olumlu şekilde tamamladığımı öğrenmem ciddi bir zaman almıştı. Aslında sizlere başından bu durum hakkında bilgi veriliyor ancak işte beyniniz bunu kabul etmiyor ve her yeni güne mail kutunuzu kontrol ederek başlayıp, gün içerisinde de telefonunuzdan gelen her sesle yerinizden hoplamaya devam ediyorsunuz. Sonucumu beklediğim haftanın Cuma günü saat 16:00’ya kadar hevesle bekledim. Artık ses gelmiyor diye tam dışarı çıkıp küçük arkadaşlarımla biraz vakit geçirmeye karar vermiştim ki bir mail sesi geldi. İşte 4 küsür senedir hayalini kurup kurup, bir türlü göremediğim mail tam da orada duruyordu. Bana bakıyordu. Maili açtım ama ilk satırdan başlayıp düzgünce okuyamadım bile. Gözlerim mailin içinde ‘olumlu’ kelimesini arıyordu sadece. Ve buldum. Arabanın içinden kardeşime bağırıp durdum sanki duyabilecekmiş gibi:) camı açmak aklıma bile gelmedi. Sonra kornaya basmaya başladım deli gibi. Haftalardır bütün mahalle sonucu birlikte beklediğimiz için deliler gibi kornaya basan ve arabanın içinde zıplayan bir kız gördüklerinde anladılar:) Bana doğru koşmaya başladıklarında, arabadan inmeyi akıl ettim ve kardeşimin kucağına ağlayarak zıpladım. Ellerim titriyordu. Herkes, hepimiz çok mutluyduk. Maili tekrar açtık okuduk, inanamıyorduk hala. Ellerim titriyordu ve maili zor buldum.
*Eğer mahallenizdeki çocukları çok seviyorsanız, onların yaptıkları, hazırladıkları, düşündükleri her şey yaşadığınız mutlulukları başka boyutlara taşır. İşte eve dönerken beni halı sahada bekleyen sürpriz.
Yıllardır hayal ettiğim bir sahne vardı. Annemin iş yerine giderek sessizce karşısına oturup sırıtmak:) Hemen yola koyulduk ve odasına girdik. Annemin yüzüne bakıyordum gülerek ama saniyeler geçmedi ki kardeşim ‘KAZANDIIIIIIII’ diye bağırdı:))) İşte canım anneciğimin o an ki yüz ifadesini, gülümsemesini, gözleri dolu dolu koşarak bana sarılmasını ömrüm boyunca asla ama asla unutmayacağım.
BEKLENMEYEN E-POSTA
Ben orada oturmuş tebrikleri kabul ederken birden bir mail daha geldi. Şirketten geldiğini görünce kabul edeyim ki ödümmm patladı:) Hayır sanki ne olabilir ? Ama öyle olmuyo işte o an:) Her neyse gelen mail istenilen sağlık raporu ile ilgili gerekli bilgileri içeriyordu. Kendime gelmeye henüz başlamıştım ve bir detayı bile atlamamak adına tüm eklerin çıktısını aldım. Salı günü için raporu teslim etmem gerekiyordu yani sadece Pazartesi günüm vardı. Bir tatlı telaş başladı. Hemen hastaneleri inceleyip, bir tanesini seçtik. Pazartesi için randevu alarak ilk hazırlıklara başladık.
SAĞLIK RAPORU GÜNÜ
Pazartesi günü sabah erkenden şirket tarafından belirlenen bir hastanenin havacılık bölümünde yerimi aldım. Tabii iyi(!) bir miktar ödemeyi yaptıktan sonra maraton başladı. Gitmeden önce bütün gün süreceğini bildiğim ve “yahu o kadar saat ne yapacağız?” diye düşündüğüm işlemler neredeyse zar zor yetişti. İdrar, kan tahlilleri ile başlayan işlemler, göz testleri, işitme testleri, psikolog, nöroloji, iç hastalıkları gibi daha aklıma gelmeyen onlarca ayrı bölümde kontrol olmamla devam etti. Tüm bu işlemler boyunca hastane size bir görevli atıyor ve o gün, kendisi ile kardeş oluyorsunuz:) Siz nereye o kişi de oraya olacak şekilde geçen bir günde, testlerin en garip anı ise başınızda biri varken idrar testinizi yapıyor olmanız. Ben: “Çok saol abla ben hallederim dedikten sonra, Abla:”Ben bir yere gitmiyorum, izleyeceğim” diyince bi afallamadım değil. Meğer kural oymuş.
Yorucu bir günün sonunda sağlık raporunuzu aldıktan sonra, tüm evrakları size kapalı biz zarf içinde Türk Hava Yolları’na vermek üzere teslim ediyorlar.
*Bu arada gün içinde THY’den bir mail aldım. Kendi imkanları ile İstanbul’da konaklayabileceklerin, bu durumu bildirmeleri isteniyordu. Ben bu kişilerden biri değildim ve gereken bilgileri yazarak maili yanıtladım.
VE ŞİRKETE GİRİŞ…
Nihayet evraklarımı teslim etmek için, mailde belirtilen saatte Yenibosna’da bulunan GİSAD binasındaydım. Garip bir şekilde gergindim. Yıllardır defalarca bulunduğum binanın ilk defa farklı bir yerine giriyordum. İçeri girdiğinizde bilgisayarları başında çalışan birçok personeli görüyorsunuz. Size verdikleri formları doldurduktan sonra, sağlık raporunuzu alıyorlar. Daha sonra şirketin doktorları ve hemşiresi tarafından kontrol edilmek üzere sıraya geçiyorsunuz. Ben buradaki sürecin çok daha uzun süreceğini zannediyordum ancak gayet uzamadan kontroller bitti, onaylar verildi. İyi günler dileyerek oradan ayrıldım.
BİR BAŞKA BEKLEME SÜRECİ…
Olumlu mail, sağlık raporu derken her şey çok hızlı ilerledi. Ama sonra birden durdu ve filo için bekleme süreci başladı. Tabii ki bu bekleyiş daha öncekiler gibi ömrünüzden ömür götüren cinsten değil ama yine de insan çok heyecanlanıyor, meraklanıyor. Hangi filoya gideceğim?, Hangi şehirde olacağım?, TAFA mı?, Er-Ah mı? derken bir gün bir mail daha geldi. Ben heyecanla filom geldi zannederken, Litvanya’da da bir filo açılacağını öğrenmiş oldum. Kabul edeyim biraz uzun bir zamandır bekliyorum, bekliyoruz. Bu esnada bir çok filo belli oldu ama henüz benimki onlardan biri değil…
Beklemeye devam ediyorum:)
Bakalım hayallerime nerede ve ne zaman adım atacağım?
bd